Hipnozunun Anayasası
28 Ağustos 2024
İlahi Farkındalık Sıfır Noktası Enerjisi Matrix ve Düşüncenin Gücü
29 Ağustos 2024

Hipnoz – Hipnoterapi ve Etik Kurallar

Merhaba Sevgili Dostlar,

Bu gün sizlere, özellikle kaçındığım, tartışmaya girmek istemediğim önemli bir konu hakkında bazı bilgilendirmelerde bulunmak istiyorum. Konu başlıktan da belli olduğu gibi hipnoz-hipnoterapi ve etik kurallar.

Sevgili Dostlar, Rahmetli uğur MUMCU’nun bir tespiti vardır biliyorsunuz. Bizim insanımız bir konu hakanda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olurlar. ( her nasılsa) .. Ahkâm kesmeyi, hele hele olumsuz ve yıkıcı yönde eleştirmeyi; küçük düşürmeyi, hor görmeyi, aşağılamayı, suçlamayı ve kendi egosunu tatmin ederek yüceltmeyi çok severiz. Şimdiki bahsedeceğim konuda bu hususta çokça fikir üretilen, hatta beyin fırtınaları yapılan ve bilip bilmeden sadece hasetlik ve kıskançlıkla ve önyargı ile; kesinlikle altyapısı olmayan doldur boşalt sığ bilgiler veya duyumlarla oluşmuş yanlış bir zihniyet. Bu hususta o kadar çok tartışılacak, yazılıp çizilecek konu var ki saymakla bitmez. Yukarıda da belirttiğim gibi ben özellikle bu tartışmaların kesinlikle dışında kalmayı TARTI-Ş- MAK kavramındaki TARTI ‘nın YANLI ve YANLI-Ş olduğunu bildiğim içinde kesinlikle bu tuzaktan uzak kalmayı yeğledim. Birçok televizyon kanalından gelen teklifleri bu yüzden kabul etmedim. Zira hepimiz biliyoruz ki, çeşitli oyunlarla oluşturulmuş bir ÖNYARGI’dan kaynaklanan YANLI ve TARTI-Ş-MAK’ tan ziyade reyting uğruna kavga ettirip insanların bir birini incitmesine göre dizayn edilmiş programları ve oralarda yıllardır kadrolu çalışan ve sadece ZİNHAR HARAM, BİLİMDİŞI, AKILDIŞI, ASLA KABİL EDİLEMEZ, BUNLAR ŞARLATAN, İNSANLARI SÖMÜRÜYORLAR. SENİN BİLİMSEL (AKADEMİK KARİYERİN NE) gibi tamamen saldırgan, aşağılayan ve istedikleri reyting skorlarını tutturmak için ne gerekiyorsa yapan birçok bilim insanımız! on yıllardır o malum kalanlarda halka ve hakka hizmet ediyorlar.

Sevgili dostlarım. Bu konuda ister istemez her ne kadar kaçsam da bazı durumlarda bende kendimi bu tartışmaların içinde bulabiliyorum. Bu yüzdendir böyle uzun bir açıklama yapmak ve asıl konumuza gelmek istiyorum. Özellikle şu gizemli kelime HİPNOZ’ dan bahsedelim. Hipnoz evet gizemli bir kelime ama; özellikle bazı sinema filmleri tv. dizileri v.s yüzünden insanlarımız tarafından yanlış anlaşılmış, hatta korkulan ve ürkülen bir olgu gibi kabul edilmiş. Oysa hipnoz aslında sanılanın aksine bir bilinçsizlik, şuursuzluk hali değildir. Tam tersine bilincin/şuurun çok daha duru olduğu; aklın, iradenin, mantalitenin, yargının daha sağlıklı işlediği bir haldir. Bu hususta ilgilenen dostlarım daha teferruatlı araştırmalar yapabilirler. Ben asıl Hipnozun ve hipnoterapinin etik boyutunu izah etmeye çalışacağım, dilimin döndüğünce…

Sevgili dostlar, birçok ülkede hipnoz uygulayıcılarının (hipnotistlerin veya hipnoterapistlerin) belli şartlara haiz olmaları ve belli disiplinlere uymaları gerektiği yasalarla belirtilmiş ve disiplin ve kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Umuyoruz ki ülkemizde de en kısa zamanda böyle bir yasa çıkar. Yine özellikle Avrupa ülkeleri ve A.B.D de hipnoz uygulayıcıların sağlık personelinden olması veya alanında belli bir seviyeye gelmiş ehil insanlardan olması şartı getirilmiştir. Bunu da çok yerinde buluyor ve onaylıyorum. Bildiğim kadarı ile bizim ülkemizde de böyle bir yasa tasarısı gündemde. Umuyorum ve diliyorum ki bu yasa bir an önce tüm kesimlerin de (özellikle tıp insanı olmayıp ta yıllardan beri iyi bir kariyer yapmış uygulayıcılarında) fikirleri alınarak sağlıklı, disiplinli ve rasyonel bir yasa çıkar.

Sevgili arkadaşlar, buraya kadar olan kısımda herhangi bir sorun yok. Ancak daha yasa çıkmadan bazı genç tıp hekimi kardeşlerimiz bazı tartışma programlarında tv. kanallarında v.s. çıkıp; tıp eğitimi almamış insanların hipnoz yapmasının uygun olmadığını ETİK olmadığını YASAL olmadığını ve bunu yapanların çok tehlikeli olduğunu hatta korkulması gereken şarlatanlar olduklarını söyleyerek; özellikle TERAPİ kelimesini ağzımıza almamamız gerektiğini (nedense) canhıraş bir şekilde anlatmaya çalışıyorlar. Sevgili can dostlarım onlara sormak istiyorum siz hipnozu, 6 yıllık tıp tahsilinizde 6 saat bile ders olarak gördünüz mü? Görmediğinizi tıp tahsilinde HİPNOZUN YERİ OLMADIĞINI hepimiz biliyoruz. O halde HİPNOZU SİZ NEREDEN ÖĞRENDİNİZ ?, (acaba şimdi burada kesinlikle onlar uygulamasın dediğiniz, şarlatanlıkla, tehlikeli olmakla suçladığınız.,”Amerika” dan mı öğrendiniz) … lütfen önce siz dürüst olun… sizlere de bu muhteşem bilgiyi biz öğrettik. Çünkü her yurttaşın bildiği gibi şu anda bizim üniversitelerimizde HİPNOZ, NLP. AKUPUNKTUR gibi tüm dünyada rüştünü ispat etmiş ve üniversitelerde okutulup öğretilen kürsüleri bulunan, BİLİMSELLİĞİ artık tartışılmayan öğretiler bile henüz öğretilmiyor. Size soruyorum sevgili genç tıp kökenli hipnoterapist kardeşlerim, okullarında eğitimini almadığınız, hiçbir şekilde bilimselliğine bile inanmadığınız insanlığın ortak kültür sürecinden süzülüp gelen ve herkese açık olan bu bilimi siz NE HAKLA SAHİPLENİYORSUNUZ. Eğer , ETİK değerlerden bahsediyorsak lütfen birde buradan bakın.
Maksadım hiç kimseye hakaret etmek, küçük düşürmek, aşağılamak ve incitmek değildi. Ama bu konu o kadar çok irdeleniyor ki kanun koyucular bile bu durumdan etkilenmişler.

Sevgili Dostlarım tüm evrensel değerler/bilgiler gibi hipnozda (bence) herkese açık ve öğrenilebilecek bir öğretidir. Bunun için hangi yaşta, şarta ve durumda olursanız olun istemeniz, çalışmanız, adanmanız yeter. Özellikle hangi kaynaktan, kökenden, sosyal sınıftan olursanız olun. Hipnozu kullanabilir, öğrenebilir ve uygulayabilirsiniz… bence…Örneğin ben bir POLİS ESKİSİ olarak bunu çok severek başarılı bir şekilde yapabiliyorum.

Sevgi, huzur ve ışıkla
Merhaba Sevgili Dostlar,

Bu gün sizlere, özellikle kaçındığım, tartışmaya girmek istemediğim önemli bir konu hakkında bazı bilgilendirmelerde bulunmak istiyorum. Konu başlıktan da belli olduğu gibi hipnoz-hipnoterapi ve etik kurallar.

Sevgili Dostlar, Rahmetli uğur MUMCU’nun bir tespiti vardır biliyorsunuz. Bizim insanımız bir konu hakanda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olurlar. ( her nasılsa) .. Ahkâm kesmeyi, hele hele olumsuz ve yıkıcı yönde eleştirmeyi; küçük düşürmeyi, hor görmeyi, aşağılamayı, suçlamayı ve kendi egosunu tatmin ederek yüceltmeyi çok severiz. Şimdiki bahsedeceğim konuda bu hususta çokça fikir üretilen, hatta beyin fırtınaları yapılan ve bilip bilmeden sadece hasetlik ve kıskançlıkla ve önyargı ile; kesinlikle altyapısı olmayan doldur boşalt sığ bilgiler veya duyumlarla oluşmuş yanlış bir zihniyet. Bu hususta o kadar çok tartışılacak, yazılıp çizilecek konu var ki saymakla bitmez. Yukarıda da belirttiğim gibi ben özellikle bu tartışmaların kesinlikle dışında kalmayı TARTI-Ş- MAK kavramındaki TARTI ‘nın YANLI ve YANLI-Ş olduğunu bildiğim içinde kesinlikle bu tuzaktan uzak kalmayı yeğledim. Birçok televizyon kanalından gelen teklifleri bu yüzden kabul etmedim. Zira hepimiz biliyoruz ki, çeşitli oyunlarla oluşturulmuş bir ÖNYARGI’dan kaynaklanan YANLI ve TARTI-Ş-MAK’ tan ziyade reyting uğruna kavga ettirip insanların bir birini incitmesine göre dizayn edilmiş programları ve oralarda yıllardır kadrolu çalışan ve sadece ZİNHAR HARAM, BİLİMDİŞI, AKILDIŞI, ASLA KABİL EDİLEMEZ, BUNLAR ŞARLATAN, İNSANLARI SÖMÜRÜYORLAR. SENİN BİLİMSEL (AKADEMİK KARİYERİN NE) gibi tamamen saldırgan, aşağılayan ve istedikleri reyting skorlarını tutturmak için ne gerekiyorsa yapan birçok bilim insanımız! on yıllardır o malum kalanlarda halka ve hakka hizmet ediyorlar.

Sevgili dostlarım. Bu konuda ister istemez her ne kadar kaçsam da bazı durumlarda bende kendimi bu tartışmaların içinde bulabiliyorum. Bu yüzdendir böyle uzun bir açıklama yapmak ve asıl konumuza gelmek istiyorum. Özellikle şu gizemli kelime HİPNOZ’ dan bahsedelim. Hipnoz evet gizemli bir kelime ama; özellikle bazı sinema filmleri tv. dizileri v.s yüzünden insanlarımız tarafından yanlış anlaşılmış, hatta korkulan ve ürkülen bir olgu gibi kabul edilmiş. Oysa hipnoz aslında sanılanın aksine bir bilinçsizlik, şuursuzluk hali değildir. Tam tersine bilincin/şuurun çok daha duru olduğu; aklın, iradenin, mantalitenin, yargının daha sağlıklı işlediği bir haldir. Bu hususta ilgilenen dostlarım daha teferruatlı araştırmalar yapabilirler. Ben asıl Hipnozun ve hipnoterapinin etik boyutunu izah etmeye çalışacağım, dilimin döndüğünce…

Sevgili dostlar, birçok ülkede hipnoz uygulayıcılarının (hipnotistlerin veya hipnoterapistlerin) belli şartlara haiz olmaları ve belli disiplinlere uymaları gerektiği yasalarla belirtilmiş ve disiplin ve kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Umuyoruz ki ülkemizde de en kısa zamanda böyle bir yasa çıkar. Yine özellikle Avrupa ülkeleri ve A.B.D de hipnoz uygulayıcıların sağlık personelinden olması veya alanında belli bir seviyeye gelmiş ehil insanlardan olması şartı getirilmiştir. Bunu da çok yerinde buluyor ve onaylıyorum. Bildiğim kadarı ile bizim ülkemizde de böyle bir yasa tasarısı gündemde. Umuyorum ve diliyorum ki bu yasa bir an önce tüm kesimlerin de (özellikle tıp insanı olmayıp ta yıllardan beri iyi bir kariyer yapmış uygulayıcılarında) fikirleri alınarak sağlıklı, disiplinli ve rasyonel bir yasa çıkar.

Sevgili arkadaşlar, buraya kadar olan kısımda herhangi bir sorun yok. Ancak daha yasa çıkmadan bazı genç tıp hekimi kardeşlerimiz bazı tartışma programlarında tv. kanallarında v.s. çıkıp; tıp eğitimi almamış insanların hipnoz yapmasının uygun olmadığını ETİK olmadığını YASAL olmadığını ve bunu yapanların çok tehlikeli olduğunu hatta korkulması gereken şarlatanlar olduklarını söyleyerek; özellikle TERAPİ kelimesini ağzımıza almamamız gerektiğini (nedense) canhıraş bir şekilde anlatmaya çalışıyorlar. Sevgili can dostlarım onlara sormak istiyorum siz hipnozu, 6 yıllık tıp tahsilinizde 6 saat bile ders olarak gördünüz mü? Görmediğinizi tıp tahsilinde HİPNOZUN YERİ OLMADIĞINI hepimiz biliyoruz. O halde HİPNOZU SİZ NEREDEN ÖĞRENDİNİZ ?, (acaba şimdi burada kesinlikle onlar uygulamasın dediğiniz, şarlatanlıkla, tehlikeli olmakla suçladığınız.,”Amerika” dan mı öğrendiniz) … lütfen önce siz dürüst olun… sizlere de bu muhteşem bilgiyi biz öğrettik. Çünkü her yurttaşın bildiği gibi şu anda bizim üniversitelerimizde HİPNOZ, NLP. AKUPUNKTUR gibi tüm dünyada rüştünü ispat etmiş ve üniversitelerde okutulup öğretilen kürsüleri bulunan, BİLİMSELLİĞİ artık tartışılmayan öğretiler bile henüz öğretilmiyor. Size soruyorum sevgili genç tıp kökenli hipnoterapist kardeşlerim, okullarında eğitimini almadığınız, hiçbir şekilde bilimselliğine bile inanmadığınız insanlığın ortak kültür sürecinden süzülüp gelen ve herkese açık olan bu bilimi siz NE HAKLA SAHİPLENİYORSUNUZ. Eğer , ETİK değerlerden bahsediyorsak lütfen birde buradan bakın.
Maksadım hiç kimseye hakaret etmek, küçük düşürmek, aşağılamak ve incitmek değildi. Ama bu konu o kadar çok irdeleniyor ki kanun koyucular bile bu durumdan etkilenmişler.

Sevgili Dostlarım tüm evrensel değerler/bilgiler gibi hipnozda (bence) herkese açık ve öğrenilebilecek bir öğretidir. Bunun için hangi yaşta, şarta ve durumda olursanız olun istemeniz, çalışmanız, adanmanız yeter. Özellikle hangi kaynaktan, kökenden, sosyal sınıftan olursanız olun. Hipnozu kullanabilir, öğrenebilir ve uygulayabilirsiniz… bence…Örneğin ben bir POLİS ESKİSİ olarak bunu çok severek başarılı bir şekilde yapabiliyorum.

Sevgi, huzur ve ışıkla!