GARY CRAIG, EFT’ yi keşfeden kişidir ve Adrienne Fowlie ile birlikte EFT’ yi geliştirme çalışmaları yapmıştır.

Gary Craig, Dr. Roger Callahan gözetiminde tedavi sistemleri üzerine çalışmalarına başlar. 1985 yılında da bu sistemlere EFT adını vererek insanların kullanımına sunar.
EFT’ yi halen dünyada bir çok terapist kullanmakta, etkisine ve hızına inanmaktadırlar.

Bu konuda ki bir kitabı da insanlara sunan kişiler Phillip Mountrose ve Jane Mountrose’dur.
Phillip Mountrose ve Jane Mountrose 25 yıldan fazla zamandır kişisel gelişim ve ruhsal gelişim teknikleriyle çalışıyorlar.
Kaliforniya’da bir vakıf organizasyonu olan “Awakenings İnstitude For Holistic Studies” (Holistik Çalışmalar İçin Uyanış Enstitüsü) adlı kurumu işletiyorlar.

PHİLLİP MOUNTROSE ; Özel Eğitim Öğretmeni, Holistik Hipnoterpist, Reiki Üstadı, NLP Pratisyeni ve Holistik İyilşeme Başkanıdır…. Massachutes Üniversitesinde Eğitim alanında ve Ucla’da güzel sanatlar alanında master yapmıştır.
JANE MOUNTROSE ; Holistik Hipnoterpist, Reiki Üstadı, Mimar/Sanatçı ve Holistik ve Holistik İyileşme Başkanıdır… EFT, kehanet okuma, hipnoterapi, kinesiyoloji ve enerjik iyileşme konularında danışmanlık yapmaktadır.

EFT; DUYGUSAL ÖZGÜRLÜĞÜ BAŞARABİLME SANATIDIR.
EFT ile birçok duygusal-fiziksel-zihinsel rahatsızlığa şifa verilebilir.

EFT ile ; Stres ve Kaygı, Öfke ve Moral Bozukluğu, Depresyon, Korku ve Fobilerin her çeşidi, Olumsuz Hatıralar ve Çocukluk Döneminden Kaynaklanan Problemler, Şüphecilik, Suçluluk, Büyük Üzüntü, Kafa Karışıklığı ve Aklınıza gelebilecek diğer bütün duygular (ki çoğu zaman ifade etmeye bir isim bile bulamadığımız korkunç duygular ve iç sıkıntıları)….
Sadece ACI VEREN DUYGULARI ortadan kaldırmakla kalmaz, SAĞLIĞI ARTIRIR, HER İŞTE VERİMİNİZİ ARTIRIR, YAŞAM SEVİYENİZİ YÜKSELTİR…

Kısaca EFT her kapıya uygulanan, her kapıyı açan bir maymuncuk gibidir.

Örneğin; Bir toplantıya gideceksiniz ama biraz gergin ve endişeli olduğunuzu hissediyorsunuz. Hemen arabanızda veya bir odada kendinize biraz EFT uygularsanız, İŞE YARAYACAĞINDAN şüpheniz olmasın.

EFT ile kısa sürede iyice yerleşmiş duygusal kalıplarımızı değiştirebiliriz.
Her gün 15 dakikanızı ayırmanız yetecektir.

Bize rahatsızlık veren duygu ve düşüncelerimizin kaynağı bilinçaltımızdır ve genellikle pek fazla gözlemlenemez. Bu nedenle bilinçaltımız, kendimizden, ailemizden, arkadaşlarımızdan, kısacası tüm toplumdan aldığımız verilere göre tepki verir.
Bizler, fiziksel bedeni, zihni ve duyguları olan ruhsal varlıklarız. Bilinçaltımız aracılığı ile ruhumuzla temasa geçebiliriz, buna içimizde ki bilgelik veya ruhsal rehber de diyebiliriz.

Yaşamakta olduğunuz şeyleri farkedebilmek için, HAYATINIZIN DÜZENSİZ PARÇASINA DİKKATLE BAKMALISINIZ….. Bir şeylerin kötü gittiğini anlamak kolay olacaktır. Ama anlayamadığımız şey asıl bu uyumsuzluğa ve dengesizliğe neden olan EN DERİNDE, İÇİMİZDE neyin olduğudur.
Örneğin; başarma duygumuza set olan çocukluğumuz ve bu yüzden silik olmamız gerektiği duygumuz olabilir…
Kurtulmak istediğiniz bir duyguyu belirlemek istediğinizde KENDİNİZE SORUN,
— Hayatımın neresinde neşeli, sevgi dolu ve özgür olamıyorum ?…

Duygularımızı sağlıklı bir şekilde ifade edemezsek ve kendimiz için uygun sınırlar çizmezsek, duygularımız çözümsüzlüğe doğru gider ve sürekli bastırılmış olurlar.
Ve bu bastırılmış duygular, hayatımızda farklı açılardan dengesizlik oluştururlar.
Eft ile çalışırken duygu belirlemeye yardım eden kinesiyolojiyi (kas testi)de kullanırız.
Kinesiyoloji, kendinize neyi yakıştırdığınızı öğrenme yoludur. Testlerde ki güçlü tepkiler, bizim için nelerin çekici olduğunu gösterir.

EFT ile yaptığımız şey, meridyenlerin başlangıcı veya sonu olan akupunktur noktalarına hafifçe vuruşlar yaparak uyarmaktır.
Meridyenler vücut boyunca enerjiyi çakralar arasında aşağı yukarı taşıyan kanallardır. Her bir meridyen de bir duygu ve bir organla ilgilidir, mide meridyeni, akciğer meridyeni gibi…

**DUYGUSAL PROBLEMLERİN HEMEN HEPSİNİN SEBEBİ VÜCUDUN ENERJİ SİSTEMİNDEKİ AKSAKLIKLARDIR…**

**EFT İSE BU PROBLEMLERİ ÇÖZME YOLLARINDAN BİRİDİR.**
EFT ile duygu dünyanıza iyi yolculuklar dileğiyle.

Selma Candan – 2003