Merhaba Sevgili Dostlarım,
Rabbimize hamd-ü senalar olsun ki yine zor bir eğitimi bitirip, normal hayatımıza döndük. Öncelikle yeni eğitimimize katılan, yeni canlarımızı tüm kalbimle kutluyor, bu mübarek ışığın gerçekten FARKINDA OL malarını ve hayatlarının her AN ına dahil etmelerini cenabı Allah dan niyaz ediyorum.
Sevgili dostlarım, bu gün özellikle vurgulamak ve üzerinde yoğunlaşmak istediğim konu aslında bizim SIFIR NOKTASI ENERJİSİ MATRİX ENERJİSİ eğitimine ilk katılan sevgili can dostlarımızdan, son katılan tüm canlarımıza kadar herkesin sayısız defa duyduğunuz ve benim de inatla/ısrarla söylemeye ve yazmaya devam etmek zorunda kaldığım/kalacağım husus gerçek anlamda FARKINDA OLMAK.
Sevgili yol arkadaşlarım, daha önce sayısız defa bahsettiğim bu hususun gerçekten anlaşılmadığını, zamanla dünya mıknatısının sizleri ego, nefs ve zihnin tuzaklarına çektiğini gördükçe inanın çok üzülüyorum. Hatırlarsanız bizler bu eğitimin daha ilk başlarında “SIFIR NOKTASI ENERJİSİ MATRİX (SADECE) BİR ŞİFA ENERJİSİ DEĞİLDİR.” Bu rahmani bir yolculuktur, bu yolun istikameti “HAK VE HİKAKATTİR.” Diyerek başlar ve devamında HAK VE HAKİKATE ego, nefs ve zihnin fısıltıları/vesveseleri ile ulaşılmaz. Bunları ayaklarımızın altına almadan da adımlarınızı sağlam atamazsınız. demiştim. Zira ben bu yolun en çileli yolcusu olarak bunu şahsi deneyimlerime dayanarak söylüyorum. Yine aynı şeyleri özellikle söylüyorum. Bu yazıyı özellikle sizlere yazmama sebep olan birçok konu var ama beni en çok üzen ve gerçekten canımı acıtan bir konuyu özellikle belirtmem gerekiyor. “Yapacağım bu açıklamayı ismini vermeden muhatap olan kardeşimin izni ile yazıyorum. Daha birkaç saat önce Aksaray’da daha önce bizim eğitimlerimize katılan bu kardeşimiz, geçen hafta yaptığımız eğitime katılmak isteyen birçok kardeşlerimiz kendisine “ Sen bu eğitime katıldın, nasıldı? Bize ne söyleyeceksin? Önerir misin?” diye sorduklarında, şöyle bir ifade kullandığını itiraf etti…
- “Doğrusu ben bayram hocayı çok sevdim, seviyorum da Aksaray’a her geldiğinde de bana uğrar, sohbet ederiz. Eğitim çok zor, çok derin ve anlaşılması gerçekten biraz da bizim gayretimize emeğimize bağlı ama samimi söylemem gerekirse ben bu eğitime matrix’e bazı umutlarla girmiştim, istediğim sonucu maalesef alamadım. Mesela benim bedenimin birkaç yerinde beni fiziksel olarak rahatsız etmeyen bezeler vardı onlar yok olsun istedim geçmedi. Yine birçok rahatsızlıklarım hala geçmedi. Bunu geçen sene kendisine söylediğimde bende de o bezelerden var ameliyat olacağım dedi şaşırdım. Yine ekonomik olarak hedeflediğim iş durumuna ulaşamadım. Ama eğitimden önceki gibi karamsar, asabi, içine kapanık ve umutsuz değilim. Tarifsiz bir relaks haldeyim. Hayatıma çok değerli insanla girdi, yeni bir akış, yeni bir heyecan var”…
Gibi açıklamalar yaptığını bu yüzden de eğitime katılmak isteyenlerin vazgeçtiklerini, bundan dolayı da çok üzüldüğünü söyledi. Kendisini affetmemi ve hakkımı helal etmemi rica etti. Tabi ki hakkımı varsa helal ettim. Ancak anladım ki bu ve buna benzer birçok kardeşimizin beklentileri aslında MATRİX’in genel kapsamı içinde mikro bazda bir husus. Yani okyanusta bir damla… Ama her ne olursa olsun önemli olan kardeşimin tatmin olmaması. Elbette kendisine samimi bir şekilde soranlara da samimi bir itirafla “Ben istediğimi bulamadım, sizde gitmeyin.” Deme hakkına sahip, bu yüzden ben asla ve kesinlikle bu kardeşime dargın veya küskün değilim. Anladım ki ben anlatamamışım. İnsanların fiziksel sorunlarının (bezelerinin) temelinde yatan (çekirdek inancını) değiştirmek için öncelikle “BIRAKMASI GEREKENLERİ” anlatamamışım. Oysa anlattığımızı sanıyorduk. SIFIR NOKTASI ENERJİSİ MATRİXİN sonsuz ve sınırsız gücünün ÖZGÜR İRADEYE hiçbir şey yapamayacağını biz biliyoruz ama o kardeşlerime anlatamamışım.
Sevgili can dostlarım, biliyorum yazı çok uzadı… Ama unutmayın… Lütfen şu sloganı her yere yazın… Tabii ki önce aklınıza… ZİHİN DER Kİ… GÖSTER İNANAYIM….. RUH DA DER Kİ… İNANIRSAN GÖRECEKSİN.
SIFIR NOKTASI ENERJİSİ MATRİX şeksiz şüphesiz inananların, adananların, ve gerçekten BIRAKIP, TERK EDENLERİN mucizesi…
Lütfen şüpheden, tereddütten, aşırı beklenti den uzak, tam bir teslim olmuşlukla, adanmışlıkla, bizim baş düşmanlarınız olan ego, nefs ve zihnin tuzaklarına düşmeden tüm hücrelerimizle Hayy Allah diyerek yürüyelim.
Sevgili canlar bildiğiniz gibi her yolun bir yordamı, edebi, adabı, kuralı ve kaideleri vardır. Bizim yolumuz kuralları en az olan, en temiz, ve en kestirme yol olmasına rağmen uyulması gereken kuralları elbette vardır. Samimi olarak bunlara uyarsak yürüyebiliriz. Yok, ben nefsimden fedakârlık edemem, egomu terk edemem, zihnimse hep doğruyu söyler diyorsanız… Elbette buda sızın seçiminiz sonsuz saygı duyarız.
Hayırlara ve güzelliklere vesile olması dileğimle,
Sevgi, huzur ve ışıkla…