Merhaba sevgili dostlarım,
Bildiğiniz gibi birkaç gündür benim için çok önemli ve değerli bir ilimiz olan, Şeyh Hamid-i Velinin (somuncu babanın) yurdu olan Aksaray’da idim. Bu güzel ilde çok eski arkadaşlarımla, meslektaşlarımla ve ilk yoldaşlarımızla hemhal olduk. Çok değerli AN lar paylaştık. Şeyhin manevi huzurlarında doyumsuz hazlar tattık.
Bu güzel paylaşımlarda dikkatimi çeken birkaç hususu sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum. Bizim İLAHİ FARKINDALIK SNE. Matrix olarak nitelendirdiğimiz o mucize enerjinin bazı kardeşlerimizce anlaşılmadığını, daha doğrusu benim anlatamadığımı gördüm. Samimi bir özeleştiri ile buradaki eksikliklerimizi, yanlışlarımızı düzeltmek adına sizleri de çok fazla yormadan, bundan sonrası sizin sorularınızla gelişecek olan bir yazı serisi başlatmaya karar verdim. Bu yazının ilk konusu daha öncede birkaç defa bahsettiğim ancak çok teferruatlı anlattığım için kafa karışıklığına sebep olan İLAHİ FARKINDALIK SNE. Matrix in zihinsel olarak nasıl idrak edilmesi gerektiği ile ilgili.
Bu konuda bizim en güçlü referansımız, morfik alınından faydalandığımız ve tamamen olun bilgeliği ile bize sirayet eden İbnül Arabi’nin doğru anlaşılması ile mümkün olacaktır. Bunun içinde mutlaka onun hazineler değerindeki eseri olan fütuhat-ı mekkiyesini anlayarak okumak ve bu kutlu şerbeti tüm hücrelerimize yedirmek gerek. Zira hazretin varlık bilinci ve insan-ı kâmile (kemalata) giden yolculuğu konusunda çok ilginç ve çok farklı. Bizim Sıfır Noktası Enerjisi eğitimlerinde ve uygulamalarında kullandığımız tüm terminoloji ve teorik bilgi pratikte uygulanırken onun (bence) henüz aşikâr olmamış yüce bilgeliğinin bir tezahürüdür. Çünkü (bence) İLAHİ FARKINDALIK SIFIR NOKTASI ENERJİSİ fütuhatın ete kemiğe bürünmüş (somutlaşmış) zuhurudur. Benim bu yolculuğa ilk çıktığımda kendime çok güçlü bir referans ve dayanak olarak alıp kabul ettiğim yaklaşımda hazret diyor ki; “Arif-i Billah (FARKINDA OL AN kişi), kendi hakikatine arif olduğu zaman, bir itikatta bağlanıp diğerlerini reddetmez.” Evet, elbette önce şaşırıyorsunuz. Sonra hazret sizin şaşkınlığınızı giderecek aydınlatmalarda bulunuyor. Diyor ki, Arif-i Billah ( FARKINDA OL AN kişi),kendi itikadında bir heyûla dır. (Heyûla, tüm varlıkların VAR OL ma nedenini teşkil eden, ilk maddesi, cevheridir. Her şekli ve sureti kabul eder, ancak asla kendini ve değerini kaybetmez.) Bu bize neyi hatırlattı? MATRİX. Yani hazret her şey SNE. MATRİX’ den başlar diyor. İşte bizde tam buradan başlayıştık on iki yıllık bu serüvene.
Evet, şimdi beyin fırtınasına hazır olun… Devamını sizin soru ve yorumlarınız getirecektir.