Kuantum sıçraması/atılımının ilk 5 adımı
Merhaba Sevgili Dostlarım, Öncelikle yine forumda duygu/düşünce ve sorular ile forumda paylaşıma katılan; yazının çok uzamaması için teker teker isimlerini sayamayacağım dostlarım başta olmak üzere bu AKIŞI takip eden tüm can dostlarımı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Her ne kadar katılımın ve takip az olması beni üzse de katılan dostlarımın daha şimdiden, üstelik teknikleri bilmeden “büyük kuantum sıçramaları/atılımları” yaptıklarını görmek beni çok sevindirdi.
Değerli dostlarım, Şunu bilin ve kesinlikle emin olun ki BİZLER ÇOK ŞANSLI VE ÖZEL İNSANLARIZ. Neden mi? Bizler, ışığı zamanın başlangıcından beri bize akseden NUR’un NURLARINDAN yansıyan Her zerresi, derin bilgiler, deneyimlerle pekişmiş, modern bilim tarafından da (kuantum fiziği/felsefesi) tam olarak desteklenen ışık yolcularıyız. Bu yolun kadim yolcuları olan, silsile-i saadat’ın, İbn-i Arabi’nin, Hallac-ı Mansur’un, İmam Rabbani’nin ve daha yüzlerce hakikat ehlinin ayak izlerinin olduğu güvenli ve sağlam bir güzergahın sakin ve huzurlu yolcularıyız. Bizler, dünyada hiçbir kültüre nasip olmamış, Hz. Mevlana, Hacı Bektaş-ı veli, Yunus emre gibi manevi zirvelerin ruhaniyetlerinden akan ulu bir ırmağın içinde akışan SU ZERRECİKLERİYİZ. Bu farkındalık ve tasavvuf ırmakları bizi İRFAN OKYANUSUNUN bilgelik durgunluğuna doğru güvenli bir şekilde taşımaya devam ediyor. Bilmemiz ve yapmamız gereken FARKINDA OL-mak ve akışa katkıda bulunmak.
Bu açıklamadan sonra sizlere yine benimle alakalı olan güzel, duygu ve düşüncelerinizden dolayı çok teşekkür ediyor. “Reiki ile Dönüşüm” konulu yazımdan kısa bir paragrafı izninizle paylaşıyorum. Ben asla BENLİK peşinde değilim. Allah şahidimdir. Sizlerde benim gerçek yüzümü zaten biliyorsunuz. Ben naçizane kendimi şöyle ifade etmek istiyorum. Dip’in karanlık dehlizlerinde uzun zamanlar canhıraş bir halde, acılar içinde kendini arayan bir zat iken, diğer yazılarımda sıklıkla bahsettiğim çok muhterem bazı ışık şahsiyetlerin ışığından faydalanarak IŞIK YOLUNU bulmuş bir fakirim. Ve sizlere bana gösterilen bu yolu göstermeye, karanlık dehlizlerde çırpınmamanızı sağlamaya çalışan bir mihmandar adayıyım. Bütün güzel düşünceler ve sözler sizin aynadaki yansımanızdan başka bir şey değil. Allah hepinizden razı olsun.
Şimdi izninizle Kuantum sıçramasının ilk beş adımına geçebiliriz.
Değerli Dostlarım daha önceki yazımda belirttiğim gibi kuantum sıçramasının tamamı aslında 21 adımlık bir program ama ilk beş adımı çok önemli şimdi dikkatle takip edin lütfen.
Bu teknikleri uygulamanın ilk adımı, kendimize doğru, uygun ve ihtiyaçlarımıza cevap verecek SORULAR SORMAKTIR. Ben bu soruları kendinize yazılı olarak sormanızı istirham ediyorum. Bu programa başlayan tüm dostlarım, SEYİR DEFTERLERİNİN bir bölümüne bu programı koysunlar. Veya en iyisi bu programla ilgili kendilerine yeni bir defter açsınlar. Ve işte kendinize sormanız gereken ilk soru:
“Ben mutlu olabilmek için nasıl bir yaşam seçmeliyim ?
Hepimiz biliyoruz insanın yaşamındaki en büyük hedefi mutlu olmaktır. Çekim yasası da mutlu olmak üzerine kuruludur. Çünkü mutlu olduğunuzda ( çekim yasası da harekete geçecek) istediğiniz her şey size çok rahat bir şekilde akmaya başlayacaktır. Bu evrensel yasa gereği, mutlu değilseniz istediğiniz hiç bir şey olmayacaktır.
Hazırsanız kuantum sıçramasının ilk 5 adımı ile ilgili çalışmaya başlayalım.
1.Adım: Gözünüzü kapatın ve yukarıdaki soruyu kendinize sorun. Cevabınızın/isteğinizin/arzunuzun son kelimesi. “olsun” ile bitsin. Bu en önemli KURAL
Birkaç örnek vermek gerekirse;
“Benim temiz ve düzenli bir hayatım OLSUN,
“ Beni seven bana bağlı ve değer bir eşim, evim veya işim OLSUN.”
Tabi burada sizin için önemli olan özellikleleri görselleştirerek, renklendirerek, duruma göre seslendirerek hatta kokulandırarak hayal dünyanızda (fotonik alanda) niyetinizi detaylandırabilirsiniz.
“Ferah aydınlık huzurlu bir evim olsun” gibi..
Ne istediğinizi bilen, kesin ve net olarak odaklanmış bir zihin sizi istediğiniz yere götürür, hedefinizi on ikiden vurmanızı sağlar. Burada çok önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bilinçaltı zihnimiz dualiteyi (ikiliği) kabul etmez. Kesin ve net olana yönelir. Onun olup olamayacağını, doğru veya yanlış olduğunu; daha açık ifade ile mantıksal parametrelerini görmez. Algılamaz, yorumlamaz ve değerlendirmez. Sadece kesin ve net olana odaklanır. Beni takip eden dostlarım bilirler bu yüzden biz ACABA, FAKAT, LAKİN, ÇÜNKÜ gibi kelimeleri her zaman her yerde kullanmayız. Zira bu bilinçaltının konsantrasyonunu bozarak olumsuza odaklar.
2.Adım: yine gözleriniz kapalı olarak; Bu hayalinizi gerçekleştirdiğinizde neler hissedeceğinizi yazıyorsunuz. Bu arada gözlerinizi kapattığınızda mutlu olmak istiyorum demeyin. Mutluluk bir sonuçtur, bir durumun adıdır. Mutluluk bir his değildir. Bir insan başarılı bir iş çıkardığında kendini değerli hisseder bu yüzden mutluluk durumuna ulaşır.
O yüzden gözlerinizi kapattığınızda mutluluk demeyin sadece; Sizi mutlu edebilecek hisleri/halleri ifade edin. Yani kendimi böyle bir yaşam içerisinde;
• Değerli hissederim,
• Sağlıklı hissederim,
• Güvende hissederim,
• Güçlü hissederim,
• Neşeli hissederim,
• Keyifli hissederim,
Bunlar bizi mutluluk denizine götüren duygu ırmakları.
Evet değerli dostları, unutulmaması gereken bir husus da Her düşüncemiz gerçekleşmiyor içerisinde sadece duygu olan düşünceler gerçekleşir. Bunu şöyle düşünün bir araba içerisinde yakıt olmadan gider mi, gitmez. O zaman ne yapmak lazım düşünceyi bir araba gibi düşünün, bu düşüncenin harekete geçmesi için ona mutlaka bir duygu verilmesi lazım. Bu nedenle korktuğumuz başımıza gelir sözünü sıklıkla duyarız. Çünkü korku güçlü bir duygu frekansıdır ve düşünceleri gerçekleştirir.
.
3.Adım: Bu arzu ettiğiniz/ çok isteyip duygularımızla ateşlediğimiz hayalimizin olabilirliliğini kendimize sormalıyız. Şöyle bir örnek yerinde olabilir bence: Mesela benim yaşımda (53) bir insanın yüz metre rekoru kırması beklenilen bir şey değildir. “OLABİLİRLİĞİ” sıfır bir ihtimaldir. Ancak biz olabilirliğin biraz üstünde bir hedefe kilitlenmeliyiz. Zira genellikle sonuç öyle oluyor. Yani siz ondan vurmayı düşünseniz de isabet genellikle on iki oluyor. .
.
4.Adım: Hak etme. Bu konu birazda insanın kendisini bilmesi/bulması ile alakalı. Bir defa insan kendisinin EŞREF-İ MAHLÛKAT olduğunu bilecek ve YARADANIN kendisine sunduğu bütün güzellikleri ve nimetleri FARKEDEREK ŞÜKÜR EŞİĞİNDE kalmak kaydı ile sonsuz bir rahmet, bereket ve şefkatin kanatları altında olduğu bilinciyle helal olan her şeyi hak ettiğine inanacaktır. Çoğumuz bu durumda kendi kendine ket vuruyoruz. Ve birçok şeyi hak etmediğimizi düşünüyor ve zihnin tuzağına düşerek kendimizi değersiz hissediyoruz. Hak konusu tabii olarak birazda hukukla ilgili ve toplumsal yaşamda çok önemli bir parametredir. Bizim yaklaşımımıza göre HAKLAR HUKUKİ, İNSANİ, EVRENSEL TÜM DEĞERLERE UYMAK ŞARTI İLE BEDENLİ, BEDENSİZ TÜM VARLIKLARIN EN YÜKSEK HAYRINA OLMALIDIR.
5.Adım: Karar maddesi. Bu aşamada artık kesin bir netlikle; en arzu ettiğim bu hayatı gerçekleştirmeye karar verdim. Diyebilmeliyiz. Burada hiçbir tereddüt, şüphe ve başkaca muğlak bir alan kalmadan, TAM BİR BİLİNÇLİLİK HALİ İLE VARLIĞIMIN TAMAMINI VAKFEDEREK BU HAYALİ/HAYATI GERÇEKLEŞTİRMEYE KARAR VERDİM.
Diyerek ve bunu da seyir defterinize yazarak altına adınızı soyadınızı belirgin bir şekilde ifade ederek imzalayın.
Evet sevgili can dostlarım. Biliyorum ki çok uzun oldu. Ama tam olarak anlamanız ve bilinçaltınıza yerleştirmeniz için birazda hipnotik dil kalıpları kullanarak uzattım. Çünkü bu öğretiler gerçekten hayatlarınızı istediğiniz istikamette olumlu bir şekilde değiştirecek olağanüstü güce sahip. Hepinize hayırlı olsun. Bu yazı teknikler tam olarak oturuncaya, tüm dostlarımın soruları cevaplandırılıncaya ve her birinizin tamam artık diğer safhaya geçelim deyinceye kadar burada kalacaktır. Lütfen defalarca okuyun ve uygulayın.
Sevgi, huzur ve ışıkla…