Merhaba Sevgili Dostlar,
Öncelikle benim sağlık durumuma gösterdiğiniz hassasiyet ve yoğun ilgiden dolayı hepinize sonsuz teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun inşallah.
Bildiğiniz gibi uzun sayılacak bir zamandan beri birçok şahsi meselelerden dolayı gerek www.bayramersoy.com.tr sayfamızda gerekse facebookdaki sayfalarımızda bir şey yazıp paylaşmıyorum. Bu yüzden de özellikle Matrix eğitimine katılan kardeşlerim başta olmak üzere bizi takip eden tüm kardeşlerimi ihmal ettiğimin farkındayım. İşte tam bu yüzden Allah’ın izni ile bu konuda hazır olan kitabınız çıkana kadar sizi bu kanallardan desteklemeye, beslemeye ve kuantumun ve matrixin muhteşem dünyasına hazırlamaya çalışacağım.
Sevgili canlar, özellikle matrixli kardeşlerim, sizlere eğitim boyunca ve her fırsatta özellikle ifade etmeye çalıştığım ve sıklıkla tekrar ettiğim bir husus vardı. Hatırlarsanız bu husus matrix ve onun muhteşem zeminini ve temelini oluşturan kuantum bakış açısını bu devrin insanının algılamakta zorlandığı idi. Maalesef asrın sakat nesilleri olarak bizler beynimizin sol lobunu geliştirmek için olağanüstü bir gayretle çalışırken sağ lobumuzu körleştirip etkisizleştirdik. Böylece kalbin o muhteşem manevi iklimini idrak edemez, hissedemez ve yaşayamaz olduk. İşte bu yüzden aslında dünya ölçekleri ile ölçülemeyen, hesaplanamayan, akıl ve mantık yolu ile idrak edilemeyen ancak “Kuantum yasalarına gere “Gözlemlediğimiz şeyi NİYETİMİZ istikametinde değiştirebilme” imkânımızı bile yine beynimizin sol lobu ile “akıl ve mantık” ölçütleri ile çözmeye çalıştık. Ki… bu kesinlikle imkansız.
Sevgili dostlar, matrix eğitiminde özellikle üzerinde durduğumuz bu temel konu aynı zamanda insanlık âleminin de içinde bulunduğu kaosun sebebi. Bizim sıklıkla bahsettiğimiz ve FARKINDALIK olarak nitelendirdiğimiz bu yüksek bilince ulaştığımızda HAKİKATİN UMMANINDAKİ HİKMETLERİ keşfedebiliyoruz. Matrix ve onun en güçlü aracı olan kuantum yaklaşım gibi mucizeler bize en kestirme şekilde bu baş döndürücü dünyanın gerçeklerini yani KENDİ HAKİKATLERİMİZİ gösteriyor. Lütfen matrix’i sadece bir şifa enerjisi olarak algılamayın diye onlarca, yüzlerce defa tekrar edişimizin asıl sebebi budur.
Değerli arkadaşlar, beni yakından tanıyanlarınız bilirler ki. Biz olabildiğince EDEP çizgisinde kalmayı seçmişiz. Kendi reklamımızı, yaptıklarımızın, ettiklerimizin abartılı ve yanlış yönlendirici dolayısı ile de insanları kandırmak niyetinde bir istikamete yönelmemesi için çok dikkat etmekteyiz. Ancak bazen eğitimlerden sonra izin verildiği ölçüde sadece merak eden; matrix’e çekilen ancak zihinsel olarak ikna olmak isteyen dostlarımız için bazı küçük videolar veya fotoğraflar koymak durumunda kalıyoruz. Katılımcı kardeşlerim bilirler ki biz o esnada çok daha mucize kabilinden şeyler yaşar ve idrak ederiz. Şükürler olsun. Ancak, bizim EDEP çizgimize bağlı kalışımız maalesef bu kutsal ışığın/nurun ziyasının zayıf gözükmesine sebep olmaktadır. Bu yüzden sizlerden istirhamım bu ışığımıza/nurumuza bireysel olarak da sahip çıkıp, olabildiğince “hak edenlere” ulaştırın. Zira insanlığın bu ışığa sonsuz bir ihtiyacı var. Yeri gelmişten hakkım olduğunu düşündüğüm bir serzenişte de bulunmak istiyorum. Özellikle kitabımızla ilgili. Sevgili canlar bildiğiniz gibi kendi imkânsızlıklarımız içinde daracık, sınırlı imkânlarımızla bir kitabımız oldu. “ARİFLERİN SIRRI” bu kimsesiz kitabın elbette bir kimsesi/sahibi Allah (c.c.) var ama sizlerde sahip çıkıp, etrafınıza yayın. Dikkat ediyorum son iki aydan beri bu kitapla ilgili öncelikle bölüm başlarını içeren sevgili Mustafa’nın dizayn ettiği aforik yazıları birçoğunuz sadece beğeniyorsunuz. Sevgili Timur’un kurduğu ARİFLERİN SIRRI isimle facebook sayfamızda hiçbir faaliyet yok. Kitabı okuyupda gözlayşları içinde bana anlattıklarınızın birkaç cümlesini de oradan paylaşın lütfen. Oysa paylaşsanız, paylaşanlarda paylaşır ve o zaman o ışık bir odadan tüm odalara, binaya, binalara ve…. yayılır inşallah. Biliyorsunuz ki derdimiz para, şan, şöhret veya dünyevi bir makam mevkii değil.
Sevgi, huzur ve ışıkla…