Merhaba değerli dostlar, birçoğunuzun bildiği gibi “kendi acı gerçekliğimden başlayan farkındalık serüvenim” aklımızın, mantığımızın, hatta tüm düşünce sistematiğimizin ötesinde; birçok insanın henüz adını bile duymadığı ama benim genel olarak FARKINDALIK dediğim bir kulvara savurdu. Savurdu diyorum, zira ben kendimi bulduğum, hatta biraz mübalağalı olacak ama yaşamın sırlarına vakıf olduğum bu kulvarı kendim seçmedim. Bulabilmek için arayışlara girmedim. Ben bu kulvara tamamen kendi zihnimin ürünü olan olumsuz düşünce, inanç ve kalıplarımın sonucu olarak; DİP’E VURUP, ÖLÜMÜN SICAK NEFESİNİ HİSSEDEREK istemeden savruldum. Daha açık ve net bir ifade ile neden olduğunu bilmediğim bir karşıtlıkla tamamen karşı olduğum, sebepsiz bir şekilde reddettiğim, düşmanca yaklaştığım bu güzergah beni önce REİKİ’ye sonra NLP’ye, daha sonra RA-SHEEBA’ya KUANTUM DOKUNUŞU’na derken TASAVVUFA, HİPNOZA, MATRİX ENERJİSİNE, KUANTUM DÜŞÜNCE SİSTEMLERİNE, doğru çekerken bunlardan başka EFT, REFLEKSOLOJİ, NEFES TERAPİLERİ, BİLİNÇALTI PROGRAMLARI ve en sonunda bütün bunların toplamından oluşan ve tamamen kendi emeğimle ve bilgi birikimimle geliştirip insanlığın hizmetine sunduğum HİNPOTİK NLP’ yi kurup geliştirdim. Böylece NLP yi son zamanlarda düştüğü kapitalizmin acımasız bir arcı olmaktan çıkarıp, tasavvufun arındırıcı suyunda yıkayarak, manevi bir koku ve tat katarak TÜM YARADILMIŞLARIN EN YÜKSEK HAYRINA olacak şekilde yeniden dizayn edip, hipnozun mucizesi ile de bütünleştirerek hem yoğunlaştırdık, hem de unutulmayacak şekilde öğrenilir hale getirdik.
Sevgili dostlarım, yukarıdaki paragrafı “kendimi övmek, egomu şişirmek” için değil, bir şeylere dikkatinizi çekmek ve sizlere sunulanın ne olduğunu anlamanız için özellikle yazıyorum. Bildiğiniz gibi günümüzde çok iyi NLP uzmanları, çok iyi Hipnozcular, çok iyi Enerji kanalları var. Ama şükürler olsun ki biz ceht ettik yaratanda nasip etti bütün bunların hepsini bir potada toparlayabildik ve bunları tasavvufun manevi iksiri ile birleştirip sizlere sunuyoruz. Birçoğunuzun kafasını karıştıran ve benim şahsıma ait sandığı o “Olağanüstü etki” işte bütün bunların toplamından başka bir şey değil. Ben OL-dum OL- ası bir HİÇ’ im. VAR OL-AN IŞIK VE BİLGİ.
Değerli can yoldaşlarım, bu oldukça uzun giriş yazısından sonra bütün bu birikimlerin ve gelişimlerin ışığı altında sizlere SORUN-ÇÖZÜM ilişkisini anlatacağım. Zira KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİKLERİ/YÖNTEMLERİ’ nin tam anlaşılması için bu konunun çok iyi işlenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yazı birkaç bölüm şeklinde uzayabilir. Sizlerinde görüş, düşünce, paylaşım, hatta eleştirisel olarak katkılarda bulunmanızı şimdiden istirham ediyorum.
Bu gün izninizle size SORUN olarak nitelendirdiğimiz olguların aslında ne olduğunu anlayabilmemiz için, bu “sorun”a kuantum penceresinden bakmanızı önereceğim. Ve bu önerimi sadece bu yazıyı okurken değil, hayatınızın her anında ve her konuda kullanabilmenizi öğreteceğim. Evet, bundan sonra artık her olaya, duruma, olguya hatta kazaya, belaya bile kuantum penceresinden bakacak değerlerinizi ve yargınızı oradan gördüklerinizle geliştireceksiniz. Bu nasıl OL-acak derseniz, bu yazıyı özellikle bu paragrafları günde en az bir defa olmak üzere yedi gün okuyun yeter. Hipnotik tekniklerle yazılan bu yazılar bilinçaltınızca emilecek ve inşallah bundan sonraki yaşamınızda sizlere yep yeni bir pencere açılmış olacak.
Değerli dostlarım, bu Dünya planında yaşayan tüm insanlar, hepimiz yaşamlarımızda “SORUN”lardan bahsederiz. Hatta çok ilginçtir birçoğumuz hemen, hemen her şeyi “SORUN” olarak görürüz. Her şey, herkes, hatta hayat bir sorundun onlar için. Bu insanların günlük konuşmalarında bile her şeye “sorun” larla başlar sorunlu bir gün yaşar ve sorunlarla kâbuslara dalar. “Sabah uyunma, işi gitme sorunum olmasa…” diye başlar. Ve doğal alarak bumerang çalışır, çekim yasasının kaçınılmaz sonucu bu adamın hayatı gerçekten bir “SORUNLAR YUMAĞIDIR” birini çözmeye çalışırken onunu yeniden dolaştırıp, kördüğüm yapar. Oysa sabah uyanıp işe gitmek yaşamın olmazsa olmaz bir gerçeğidir. Ki… Kuantum penceresinden bakıldığında; bu yaşamın en keyifli anlarından biridir, yaşamak için çalışmak ve hayata dip diri atılmak gerek. Oysa o insan düşünmez ki sabah uyandığında gidecek işi olmayan, veya işe gidecek durumda olmayan milyonlarca insanla aynı Dünyayı paylaşıyoruz.
Sevgili Canlar, işte kuantum düşünce teknikleri bizim kaotik dünyalarımıza yeni perspektiflerden bakabilmemize olanak sağlayan yeni pencereler açar. Bizim yapmamız gereken şey, sorun olarak karşımıza çıkan olgunun aslında tam olarak ne olup olmadığını analiz/tahlil etmek olmalıdır. Soğukkanlı ve dikkatli izlediğimizde beklide o an için sorun olarak gözüken “Şey”in bir fırsat olduğunu görebiliriz. Ki… bu konuda kutsal kitabımız, kuran-ı kerim “
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. Bakara suresi 216
Diyor. Ayrıca Kuantum penceresinden baktığınızda, bu durum/olgu’nun bize verdiği bir mesaj vardır. Onu görebilmeyi ve kabul etmeyi öğreniriz. “Sorun” olarak algılanan ve ona göre değerlendirilip anlam yüklenen birçok şey bu pencereden çok daha anlamlı ve değerli gözükür. “ÇÖZÜM” e gelince, bu VAR-lık âleminin vazgeçilmez karşıtı bu dualite (ikilik) ve aynı zamanda bütünleyicisidir. Kâinatın kurgusu böyledir. Yine kuantum penceresinden bakıldığında “her sorunun çözümü kendi içindedir.” Ancak bizim bu konuda da bir “sorunumuz” vardır. Genel olarak tüm insanlar sorunlarını doğru tahlil edemedikleri, bir sebebe, olaya hatta kişiye bağladıkları için çözümlerine de doğru yaklaşamazlar, çözümünü başka yerlerde, alakasız şeylerde, kişilerde veya ilaçlarda ararlar. Yine en büyük yanlışlarımızdan biride sorunlarımızın çözümünü hep beynimizin sol lobu ile aşmaya çalışırız. Yani mantık yürütür, muhakeme eder, matematik yapar, yargılar, sorgular hatta cezalandırırız. Oysa bu sorunu çözmek değil, çözümsüzleştirmektir. Sorunu sorunla çarpmak onu onlarca defa çoğaltmaktan başka işe yaramadığı gibi toplamakta en az ikiye katlamak, bölmek veya çıkarmakta karmaşıklaştırmaktır.
Değerli dostlarım, bu konuda yazılacak birkaç makale daha var. Şimdilik bunu bu şekilde yeniden düşünün lütfen.
Sevgi, huzur ve ışıkla…